Çocuklar günde ortalama 300 kez güler. Yetişkinler ise 5…
Neden? Gerçekten de bilmiyorum.
Belki bizim yüklendiğimiz ekstra sorumluluklarımızdandır.
Acaba şu ana odaklanmak yerine ne kadar zamanımızı gelecek için endişelenerek harcıyoruz?
Hayatımda daha en fazla 10-20 büyük değişim kaldığı hakkında ciddi şüphelerim var. Her sene en az bir kez bazı şeyler hakkında tutku dolu oluyorum.
Küçük değişimlere gelirsek, onları her gün yapmaya çalışıyorum. Yoksa, alışkanlığımı kaybederim.
Size onu gerçekleştirmeniz için yalvaran bir değişime “Hayır” demek sizi öldürür. Sanırım ben de hayatımda değişim olmasaydı 2009’da ölmüş olurdum.
Benjamin Franklin “Çoğu insan 25 yaşında ölür, fakat 75’inde gömülür” demiş.
Kim hayatının 50 senesini ölü olarak geçirmek ister ki?
Dünyaya değişmesini söyleyemezsiniz, önce sizin değişmeniz gerekir.
Eğer yeni bir değişime başlayacaksanız olacaklar işte bunlar. Size ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok, fakat işte bana olanlar:
KORKU.
Korkuya kapılırım.
Bana ne olacak? 5 parasız kalırım! Ya da yalnız! Ya da hastalanırım! Ya da hiç kimse yaptığım şeyi sevmez!
Belirsizlikle başa çıkmaya çalışmak bu korkuya alışmanın tek yolu.
Her şey ya büyümeye engel ya da sizi büyümekten alıkoyan bir engel. Iyi haber şu: Seçim yapabilirsiniz.
TARTIŞMALAR.
Yöneticileriniz sizin istifa etmenizi istemeyecekler. İş arkadaşlarınız korkuya kapılacak çünkü bu onları da değişmeye zorlayacak.
Ve değişiminizin ne olduğuna bağlı olarak aileniz mutsuz olacak. (okuldan atıldığımda ailem gerçekten de mutsuz olmuştu).
Repliğinizi yazan kimse, o da mutsuz olacak. Çünkü siz filmi değiştiriyorsunuz.
Sizinle tartışan insanlara söyleyebileceğiniz HİÇBİR ŞEY yok.
Çünkü onlar da haklı.
Onların hayat koşullarında sizin istifa etmemeniz ONLAR için doğru. Neden tartışasınız ki?
Enerjinizi değişim için saklayın, sizi aşağı çekmeye çalışan sırtınızdaki yükler için değil.
SUÇLULUK.
Diyelim ki bir ilişkiden, işten ya da anlaşmadan ayrılıyorsunuz. Size baştan söylüyorum: Mutlaka birileri sizi bu konuda suçlu hissettirmek için hazır bekliyor.
Suçlu hissetmemek gerçekten de zor, özellikle birileri “sizin onlara yaptıklarınız” için üzülüyorsa.
Fakat en kötü ve en ağır suçluluk duygusunu eğer bedeninizin ve evrenin size söylediği değişimi yapmazsanız hissediyorsunuz.
Evren karşınızdaki kişiden çok çok daha büyük. Eğer bu akışa karşı gelirseniz, bu sizi dibe batıracak ve boğacak.
GÖZYAŞLARI.
Sanırım hayatımdaki hiç bir değişim, o büyük değişimi yaptığım gün ya da o hafta, beni ağlatmadan olmadı.
Neden ki ağlamak? Bu biraz pısırıkça değil mi?
Değişim çok yalnızdır.
Fakat eğer yalnız kaldığınızda birlikte olduğunuz kişiden keyif alıyorsanız hiç bir zaman yalnız olmayacaksınız.
Yukarıda saydıklarımın hiç biri kulağa muhteşem gelmiyor gerçekten. O zaman neden değişelim ki?
KASLARIN ATROFİSİNİ* ÖNLEMEK İÇİN.
* Kasın uzun süre kullanılmamasıyla oluşan kasılma proteinlerinin ve kas telciğinin yıkılması, miyatrofi. (GŞ)
Bir araba bütün kış boyunca çalışmazsa, motoru mahvolur.
2 hafta yürümezseniz, bacak kaslarınız atrofiye girer ve tekrar yürüyebilmek için fizik tedaviye gitmeniz gerekir.
Değişim bir kastır.
YATAY OLMAYAN (DİK) İYİ HİSSETTİRİR*
Siz değiştiğinizde, giderek düzleşen öğrenme eğriniz (eski durumunuz) giderek dikleşir (yeni durum).
Dik öğrenme eğrileri iyi hissettirir. Yeni bir kavise (curve*) dokunma hissini seviyor musunuz?
* Burada kelime oyunları olduğu için steep learning curve (dik öğrenme eğrisi) olarak çevirdim, Türkçemizin elastikliği için kusura bakmayın:) (GŞ)
SİZ YANLIŞ SENARYODAYDINIZ.
Hayatımızın her aşamasında etrafımızdaki insanlar bizim senaryomuzu yazmak isterler.
Gençken ailemizin bizim için yazdığı senaryo şunlar olabilir: okul, ofisteki en fazla 5 metrekare olan dörtgen çalışma alanı, terfi, yöneticilik, CEO, emeklilik, ölüm.
Fakat farkındasınızdır ki sizin için doğru olan senaryoda “ofisteki o ufak dörtgen çalışma alanı” yok.
Senaryonuzu tekrar yazmalısınız.
Eğer o eski senaryoda kalırsanız, bu size yazılmamış bir karakterde rol yapmaya benziyor.
Sanat icra eden olmak isteyebilirsiniz fakat sahte ya da kopyacı değil.
OYUN OYNAYIN.
Çocukken sürekli bir sürü farklı oyun oynardık.
Ama aynı oyunu 300 gün üst üste ya da 20 yıl üst üste asla oynamazdık.
Fakat senaryolarımız ailemiz, okullarımız, siyasi partiler, meslekler, kurumlar… tarafından ellerimize tutuşturuldu. Ve bize bu senaryoya sadık kalmamız öğütlendi.
Fakat biz oyun oynamak isteyen o küçük kız ya da küçük oğlan olmaktan asla vazgeçmedik. Değil mi?
VE SONRA…
Değişimde (büyük, küçük, ufak çaplı-her gün) giderek iyi olmak, hayatta gitgide iyi olmak demektir.
Beklentiye girmeden yapın. Hiç bir şey dilemeyin. Herşeye özen gösterin. Mutluluk bunların tam da arasında olacak.
“Here's to the crazy ones. The misfits. The rebels. The troublemakers. The round pegs in the square holes. The ones who see things differently. They're not fond of rules. And they have no respect for the status quo. You can quote them, disagree with them, glorify or vilify them. About the only thing you can't do is ignore them. Because they change things. They push the human race forward. And while some may see them as the crazy ones, we see genius. Because the people who are crazy enough to think they can change the world, are the ones who do.” - Steve Jobs
*PS: İlk defa bir makaleyi Türkçe’ye çevirerek burada yayınlıyorum görsellerle destekleyerek kendi tarzımda ufak eklemelerle. Çünkü bence mümkün olan herkesin okuması gereken ilham verici bir yazı. (Ref: Orijinal Makale James Altucher) 2015 kararım olan her yazımda ilham veren TED videosu serimizin (TED me:) 2. videosunu da buradan izleyebilirsiniz.
Tüm değişim tutkunlarına ithafen...
Sevgilerimle,
Gizem
Comments